PANİK ATAK NEDİR?

Günlük hayatımızda, yüksek düzeyde kaygısı olan bireylerin birçok kez 'bende panik atak var' gibi söylemlerini duyarız. Halk arasında da panik atak genelde; stres yaratan durumların kişiyi bir panik haline sokması ve bunun yoğunluğunun normalden daha fazla görülmesi olarak bilinir. Fakat hayatımızda karşılaştığımız stres yaratan durumlara stres tepkileri vermemiz gayet olağandır. Sınav öncesi heyecanlanmak, topluluk önünde konuşmaktan heyecanlanmak, ilk kez araba kullanırken heyecana kapılmak gibi durumlar kişiden kişiye şiddeti değişmesine rağmen genelde görülen durumlardır. Hatta bu tür durumlarda yaşanan stresin kabul edilebilir bir düzeyde olması, bireye fayda sağlayabilmektedir. Peki, nedir panik atak? Bu haftaki yazımızda panik atak hakkında yanlış bilinenleri, atak anlarında yapılması gerekenleri siz değerli okurlarımızla paylaşacağız. 

Panik atak;  panik bozukluk başlığı altında incelenen psikolojik bozukluğun bir belirtisidir. Bir kişinin panik bozukluğunun olduğunu söylemek için bu kişide en az bir kere panik nöbet görülmüş olması gerekir. Panik nöbet sırasında kişide duygusal ve bedensel bir takım değişikler meydana gelir. Panik bozukluğu olan kişilerde en sık görülen belirtilerden biri de sürekli panik atak geçireceği düşüncesine sahip olmasıdır. Bu düşüncenin kaynağı ise daha önce yaşamış olduğu panik nöbette yaşadığı ölüm korkusu, deliriyormuş gibi hissetme ve kendi kontrolünü kaybedecekmiş gibi hissetmesidir. Bu durum kişinin tabiri caizse diken üstünde bir hayat yaşamasına sebep olmaktadır. Panik bozukluk bireyde bunun gibi psikolojik belirtiler çıkarmasının yanı sıra fiziksel bir takım belirtiler de çıkarır. Zaten bu fiziksel belirtiler panik bozukluğu diğer psikolojik bozukluklardan ayırt etmemizi sağlayan önemli faktörlerdir. Panik nöbet sırasında gözlemlenen fiziksel değişimleri sıralayacak olursak:

-Çarpıntı, kalp atmalarını duyumsamama ya da kalp hızında artma.

-Terleme.

-Titreme.

-Soluk alamıyor, boğuluyormuş gibi hissetme, solunum sıkışması.

-Göğüs ağrısı ya da göğüste sıkışma hissi.

-Bulantı ya da karın ağrısı.

-Baş dönmesi, sersemlik hissi, düşecekmiş ya da bayılacakmış gibi olma.

-Kendine yabancılaşma, çevreye yabancılaşma.

-Uyuşma ya da karıncalanma duyuları.

-Üşüme, sıcak-soğuk basmaları.

-Sık idrara çıkma.

-Kan basıncının yükselmesi.

Atak anında kişiyi yatıştırabilmek için kullanılan en yaygın yöntem doğru nefes egzersizi ve gevşeme teknikleridir. Nefes almak çevreden öğrendiğimiz bir aktivite değil doğuştan getirdiğimiz bir özelliğimizdir. Bununla birlikte bebeklik yıllarında doğru tekniklerle diyaframdan nefes alıp verirken zaman içinde özellikle toplum içinde fazla kiloların saklanması amacıyla göbeğin içeri çekilmesi gibi durumlar bu doğru nefes tekniklerinden bizi ayırıp tamamen düzensiz bir şekilde nefes alıp vermeye iter. Şöyle bir düşünelim uzun süre boyunca balon şişirdiğimizde, ateş üflediğimizde mide bulantısı, baş dönmesi, bayılacakmış gibi hissetme, karıncalanma duygularını yaşamıyor muyuz? Peki, bu durumla nasıl başa çıkıyoruz? Tabi ki nefes ritmimizi alışageldiğimiz dengesine döndürerek. Tıpkı bu örnekteki gibi panik nöbet anında da nefes ritmini düzenleyip diyaframdan nefes alınırsa kişi panik nöbeti yaşamadan yatışacaktır. Doğru nefes egzersizleri kişiye öğretilip pekiştirilirse, kişi nöbet geçireceğini hissettiği anlarda hiç kimseye ihtiyaç duymadan, doğru nefes egzersizlerini uygular ve artık kendi kendini yatıştırabilecek duruma gelir. Birçok uzman doğru nefes egzersizlerinin yanında kasların gevşemesini sağlayacak bir takım egzersizlerin panik bozukluk tedavisinde son derece önemli olduğu görüşünü savunmaktadır. Yazıma katkısından dolayı Psikolog Berkant USLU’ ya çok teşekkür ediyorum.

“Doğru müdahale doğru zamanda ve doğru kişi ile yapılmalıdır...”

Tel: 0 546 633 56 50 Instagram 

adresimiz: psikocanakademi

mail: psikocan43@gmail.com

---