EKMEK

Efendim herkese merhabalar

Bu hafta sizlere bir dünya gerçeğinden bahsedeceğim. Bu sefer şairimiz, Şeyh Bedrettin. Çok önemli bir konuyu çok sade bir şekilde anlatmış.

“Ay ve Güneş herkesin lambasıdır

Hava herkesin havasıdır

Su herkesin suyudur

Ekmek neden herkesin ekmeği değildir ?”

Görüldüğü üzere bu mısralarda biz dünyalıların kavgası yatıyor. Aslında şurası bir gerçek ki eğer böyle giderse ne su ne de hava, ikisi de ekmekle aynı kaderi paylaşacak. Yani ekmekte olduğu gibi insanlar sırf benim karnım doysun diyerek birbirinin kanını dökecek. Daha önceki yazılarımızda bahsetmiştik insanın bencilliğinden, görüldüğü üzere bu bencilliğin altında yatan şey aslında yaşama içgüdüsü. Ancak bizler hayvan olmadığımıza göre, akıllarımız ile yarattığımız ahlak sonucunda, ekmeği bölüşmeyi öğrenmeliyiz. Kaldı ki bu merhamet hayvanlarda da gözüküyor. Ancak iş sadece bencillik ile kalmıyor. Arzular ve emeller işin içine girince, insanın kötü doğası kendisini açık ediyor.

Günümüz dünyası aslında şu şekilde çalışıyor. Şiire paralel gidecek olursak; O ekmek benim olsun benim karnım doysun, O kafeye ben gideyim ben popüler olayım, O insan benim olsun, varsın diğerleri üzülsün, O kıyafet benim olsun, gerisi saatlerce çalışsın umurumda olmasın gibi…

Bu nedenle bu soru bütün zihinlerde kendine yer edinmeli. Ekmek neden herkesin ekmeği değil? Neden bazıları daha eşit? Neden doymamıza rağmen doymuyoruz?

Ve işin en acıklısı sırf ekmek uğruna ki bu ekmek psikolojik bir ekmek dahi olabilir, başlıyoruz kötülük yapmaya. Herkes aç kalacak ki bir biz doyalım… Herkes çalışacak ki bir biz lüks içinde yaşayalım… Bundan daha adaletsiz bir düzen olabilir mi? İşin en acıklı kısmı ise, ekmeği olmayanlar ya ekmek için suç işliyor ya da bu düzenin kölesi oluyorlar.

Ekmeğin eşit şekilde dağıtılması için gelen sistemler ise kendi ekmekleri peşinde oldu. Eşitlik nidaları ile gelen SSCB, Afgan halkının ekmeğine göz dikti. Bunun sonucunda ise bugüne gelen bir kriz başladı.

Yani bu düzen dünya düzeni. Bazılarımız bazılarımızın ekmeğine göz dikmiş durumda. Üstelik en çok ekmekte onlarda olmasına rağmen.

Nasıl ki insan ilişkileri karşı tarafı sayınca düzeliyor dünya barışı da ekmeği paylaşınca gelecektir. Biz kardeşimizi doyurunca, kötülüğü saf dışı etmiş oluruz. Kardeşimiz kardeşini o da kendi kardeşini…

Ancak bu böyle bilinse de uygulanmadığı takdirde bir çift laf olarak kalır. Belki önce kendi karnımızı doyurmak gerek. Ancak haddi aşmayarak. Çünkü haddi aşmak demek başkasının aç kalması demek.

Bu nedenle yazımı şu ayet ile bitiriyorum.

Bakara Suresi-219. Ayet

“Sana Allah yolunda ne harcayacaklarını soruyorlar. De ki: “İhtiyaçtan arta kalanı.” Allah, size âyetleri böyle açıklıyor ki düşünesiniz.”

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar İsmail Cenk Akan - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Kütahya'nın Sesi Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kütahya'nın Sesi Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kütahya'nın Sesi Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kütahya'nın Sesi Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.



Anket Simav Naşa Beldesinde AK Parti Belediye Başkan adayı kim olmalı?
Tüm anketler