FİKİR KELİMESİ ÜZERİNE ETİMOLOJİK DENEME

-Öğrenmek maksadıyla maluma meyleden kuvve.
-. Bu sözcük ise yalnızca, kalpte bir suretinin belirmesi husule gelmesi mümkün olan şeylerle ilgili kullanılır. Bu nedenle şöyle bir hadis rivayet edilir. “Allah’ın nimetlerini tefekkür ediniz. Ama Allah’ın kendisini değil. “
-(fikrun) sözcüğü (Kabuğu, özünden içinden soyulup ayrılsın diye bir şeyi el ile sürtüp ovmak’ anlamına gelen) fark sözcüğünün harflerinin yerleri değiştirilerek oluşturulmuştur. Fakat fikrun sözcüğü anlamsal konularda kullanılır, ve ‘hakikatlerine özlerine ulaşma arzusuyla, talebiyle, meselelerin dış kabuklarını ovup soyarak özlerini çıkarmaya çalışma (fark) ve onları sanki zar gibi araştırma anlamına gelir. (MÜFREDAT)
TÜREVLERİ-efkâr, hemfikir, mefkûre, tefekkür (mütefekkir) (Nişanyan)
Heidegger’e göre düşünmek (fikretmek) düşünmenin “kalbe alma ve önünde uzanmasına izin verme”dir. Ve şöyle der Heidegger, Biz,atom teknolojisinin garip şekilde artan hâkimiyetinin anlamını bilmiyoruz. Teknolojiye hâkim olan anlam kendisini saklar. Ama eğer biz durmaksızın ve açık bir şekilde bu gizli anlamın, teknoloji dünyasının her yerinde bize dokunduğu gerçeğine dikkat edersek, birden kendimizi kendisini bizden saklayan, bize yaklaşırken bizden saklanan şeyin alanında buluruz. Aynı anda hem kendisini gösteren hem değeri çeken, bizim gizem dediğimiz şeyin özsel bir özelliğidir.Bizi, teknoloji içinde gizlenen anlama açık kalmamızı sağlayan tutuma ben gizeme açıklık diyorum. Şeylere doğru salıverilme ve gizeme açıklık birbirine aittir. Onlar bize dünya içinde tamamen farklı bir şekilde oturma olasılığı verir.”